İz Bırak
- tk
- 16 Mar 2024
- 1 dakikada okunur
Marka kelimesinin ingilizcesi olan “Brand” burning kelimesinin farklılaşmasıyla ortaya çıkmış. Sıcak ütü ile iz bırakmak manasına gelen bu sözcük Türkçe kullanımında da mark yani işaret anlamından yola çıkan marka kelimesi ile ifade ediliyor. Ve bu her gün duyduğumuz bu sözcük hayatımızı şekillendirmeye devam ediyor.

Marka demenin sadece bir ürünün etiketindeki kelimelerden ibaret olmadığını; Rutin alışkanlıklarımız, davranışlarımız, yarattıklarımız, tasarladıklarımız, okuduklarımız, nefret ettiklerimiz ve paylaşımlarımız; bizleri birer markaya dönüştürdüğünde farkına varırız.
Bizleri yakarak, yoğurarak marka bireyler ve marka hareketler yapan bu davranışlar büyük markaların doğuşunun da bir nevi ön gösterimidir. Bir takım insanların bu izleri kişisel olmaktan çıkarıp topluma mal ettiği markalar, Bireyin vizyonunun ve bu vizyonun alıcısının birlikte ne kadar güçlü olabileceğini bizlere gösterir.
Büyükbabam üzerinde etiket olan her şeyi “Bak markaymış!” Diyerek yüceltirdi. Tabi ‘Marka’lar bu sözü duyduklarında etiket-markalarla bir kefeye konuldukları için rahatsız olacaklardır. Buradaki nüans şudur ki, bir etikette bir kelime ile yola çıkan her şey değerli bir marka olmayabilir. Ama bu değer bir tartıda ölçülemeyecek kadar göreceli ve değişkendir.

Çok fazla emek gerektirir, farklı bir bakış açısı gerektirir, bir ihtiyacı farkettirmeyi gerektirir. Tüm bunlar onu iyi marka veya kötü marka yapabilir. Her iki durumda da alıcısına işaret eden bir ürün veya bir fikir vardır.
Gösterilen özen ile vizyon bu ürünü marka kelimesine daha çok yaklaştırır hatta onu ‘marka’ yapar. Alıcısıyla bu özel bağı kurabilmiş markalar inceldiği yerde kopan markalara korku salar. Olmak zaman alan bir ifadedir. Marka Olmak da zaman alır. Fakat tabii ki nasıl olduğun kadar nasıl doğduğun da önemlidir. İdealarımızı bu olgularla büyüterek, empati kurarak özgün şekilde yorumlayarak işaretlersek biz de hayata iz bırakacağımız bir markalar yaratabiliriz.

Comments